Cumartesi, Haziran 30

Düşünmeye gerek yok



Eğer:

Pazarın birinde gülmekten yürüyemeyen iki kadın görürüseniz (ki biri aygır gibi kişnerken, diğeri kafasını arkaya ata ata ağzını maksimum açarak bu işi yapıyorsa),


Biri her gördüğünü almak için atlarken, diğeri "Hayıııır etmez o kadar" diye onu engelliyorsa,


Biri bir şey aldıktan sonra burnun ucundakini görmeyip, terkedilmiş kedi yavrusu gibi ortalığa panik dolu bakışlarla bakıp ismini çığırıyor, diğeri de onu gördüğü halde olduğu yerden seyredip kıs kıs gülüyorsa,


Takma saçlar reyonunda gerksizce oyalanıyorlarsa,


Biri uzaktan uzaktan ajanlık yapıyorsa,


Buldukları tek parça için kavga ediyorlarsa, hatta biri diğerine yalvarıyorsa, öteki de kalleşçe gülerek reddediyorsa,

Biri diğerine bulduğu tavşan kulaklarını, peri taçlarını takıyor, diğeri de hiç itiraz etmeden onun şaklabanı oluyorsa,

Uyuz uyuz konuşup, dalga geçip satıcıları sinirlendiriyorlarsa,
Kendilerini kaybetmişçesine çeşit kıyafeti elleyip, şevkle karıştırıyorlarsa.
Bilin ki bu kadınlar Çatlak ve Patlak , mekan da Ulus Pazarı'dır.

Not:Canım benim sen düğünde halay çekerken, ben senin taslak yazıyı sollayıp, yazdım bile :P

Etiketler:

 
posted by çatlak at 21:31, | 1 comments
Çarşamba, Haziran 27

Bu nasıl bir bilinç altı?



Sahne bir:Hala imzalamadığım sözleşme önümde patrona yalvarıyorum. "Nooolurusun, bak boş derslerimde de ana sınıfına girerim, her işi yaparım nooolur biraz daha zam yap." diye ağlarken uyanıyorum.


Sahne iki:Oğluşun her Allahın günü küçük banyodan getirip sinirimi attırdığı temizlik fırçası ile dişlerimi fırçalıyorum. Farkedince (ki bayağı uzun süre o pis fırçayla dişlerimi fırçalıyorum)camları sarsacak kuvvette bir çığlıkla adını çığırıyorum. Defalarca tükürüp, ağzımı yıkarken uyanıyorum.
Sahne 3:Yine okuldan bir arkadaş bi öyle bi böyle durup bize dekoltelerini gösteriyo. Biz de Patlak'la kahkahalar atıyoruz. Patlak'ın çınlayan kahkahasıyla uyanıyorum.
Bunlar bu saate kadar aklımda kalanlar. Her uyanışta "Allahım deliriyom mu ne?" deyip uykuya dalıyorum.Bir iki kez oğluşun seslenişiyle bir kez de üstümde gezen küçük bi böceğin gıdıklamasıyla uyanıyorum. Kan ter içinde sabahı ediyorum. Varsa bir rüya yorumcusu bu aralar bizim eve istiyorum.
 
posted by çatlak at 18:31, | 1 comments
Cumartesi, Haziran 23

Ne yedik? Ne gezdik?



Efendim bugün haftalardır buluşamamanın acısını çıkaralım dedik. Oğluşu da aldık. Allahın cehennem sıcağında avare avare dolaşmaya daldık. Açılışı yemekle yapalım dedik. Daha doğrusu çocuğu doyuralım diye girdik:)) Efendim arabanın arkasında Patlak'ın taşındığı için atmak istediği oğlumun sahiplenip, Mindan adını koyduğu boyunun nerde ise iki katı koca bi kara kuçu (ki gören herkes gerçek sanıp bi çarpıntı geçirdi) bi de benim oğlan Burger King'in yolunu tuttuk.
Arabadan inip Burger King'e gireceğiz ama neredeee? Bizim oğlan Mindan da bizle gelsin diye tutturdu. Dost olan insan naapar? Çocuğu ikna eder di mi? Yok. "Tabi tabi arabada bırakma , çalarlar sonra." diye üç yaşındaki çocuğu gazlayıp o devasa köpeği de yanımıza aldırdı. İki koca kadın önde arkada boyundan büyük köpeğini taşımaya çalışan bastıbacak oğlan arkada elalemin bakışları eşliğinde önce Migros'a ardından Burger'e girdik. Bağlasan yerinde durmaz oğlan Mindan'ı masaya oturtup kendi de karşıssına kurulup yemeğini beklemeye koyuldu. Yemeklerimizi aldık. Bir ara dondurma almak için kalktığımda o tavuk parçasını oğlana yedirme görevini bizim patlak!a bıraktık.
Geri geldiğimde tepsilerin silinip süpürüldüğünü gördük. Ama "Yemişsiniiiiz" sevinçli narasını atınca. Asıl yemekleri yiyenin (yiyicidir ama dürüsttür) Patlak olduğunu anladık. Neymiş bizim oğlan inatçıymış, yemiyomuş. Sen çocuğun eline bi kıntıcık burger ekmeğini ver kemirt, kendin çıtır tavuğu götür. Yetmedi üstüne Çocuğun "Annemin dondurmasını yemeeee. Yemesene beee. Al anne sen benimkimden ye" yakarışları arasında benim dondurmayı da götür.
Daha çok var ama daha ben ne anlatiiim? Sanırım bu kadarı günün nasıl geçtiği konusunda bir fikir vermiştir.
 
posted by çatlak at 22:28, | 5 comments
Cuma, Haziran 22

Viçdansız kadın Patlak

Haftanın en güzel gününde, sene boyunca iple çektiğimiz saatlerce gezebileceğimiz Ulus Pazarı gününde tuttu İstanbul'a gitti. Neymiş? Kitap seççeklermişmiş.

Tamam hadi gittin. Telefonlarımı niye açmıyosun? Bensiz İstanbul'larda neler yapıyosun?

Al sana. Buraya becerip koyamadım sayfanın altına bak. Senin için güzel bir film hazırladım. Sinemam tadında. Bol bol izlersin:P

 
posted by çatlak at 14:06, | 0 comments
Cumartesi, Haziran 2

:))

Sürprizimi beğendin mi?
Sormama gerek yok ama...
Beni yalnız bırakıp gittiğin için , utan diye bu:P
 
posted by çatlak at 23:25, | 1 comments